Güneşin Zararlı Etkileri
Galaksimizin merkezi olan güneş, şüphesiz, dünyada hayatın gelişmesi ve devam etmesi için olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Ancak son yıllarda zararlı güneş ışınlarının dünyamıza ulaşması ile beraber sağlık açısından bazı olumsuz yönlerinin olduğunu daha iyi anlar hale geldik. Yüzümüzün ve vücudumuzun diğer bölgelerinin cildinin hasar görüp, normalden daha hızlı kırışarak yaşlı görünmesi herhâlde güneş ışınlarının en masum sonuçlarından biri. Güneş ışınları, hala cilt kanserinin en önemli nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki bu durumda güneşin yararlı etkilerini en yüksekte tutup zararlı etkilerini en aza indirmek için ne yapmak gerekiyor?
Öncelikle, D vitamini metabolizmamız için önemli olduğundan güneş ışınlarına ihtiyacımız var. Ama bunun için sabahtan akşama güneş altında kalmamıza gerek yok. Günde on beş dakika güneş ışınları ile vücudumuzun buluşması bile D vitamini depolamamız için yeterli. Bu kurala uyarken, güneşin zararlı etkilerinden korunmak adına yapmamız gereken ilk şey, dışarı çıktığımız saatleri ayarlamak. Özellikle güneş ışınlarının dünyamıza daha dik ulaştığı saatler olan saat 11:00-15:00 arası biraz daha riskli. Bu nedenle mecbur kalmadıkça bu saatler içinde açık havada korumasız dolaşmak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Bu saatlerde çıkmak zorunda olanlar veya dışarıda çalışanlar ise kıyafet seçimi konusunda daha dikkatli davranmalılar. Yüz, burun, kulaklar gibi çoğu kez göz ardı edilen bölgelerin korunması gerektiğini de ifade etmek gerekli. Şapka kullanımı bu nedenle önemli. Güneşin zararlı ışınları sonucunda erkeklerin saçlarının döküldüğü tepe bölgelerinde, her iki cinste de burunda ve kulaklarda cilt kanserlerinin görülebileceğini hatırlamak gerekli. Hafif kumaş seçimleri ile vücudun diğer açık bölgelerini de güneşten korumak önemli. UV A ve B’yi engelleme özelliği olan camlı gözlüklerle gözleri de korumak gerekiyor.
Giysi dışında vücudu güneş koruyucu kremlerle korumaya almak mümkün. Bugün piyasada zararlı ultraviyole ışınlarını bloke eden birçok ürün var. Bu ürünlerin kullanımında bilinçli olmak gerekiyor. Bir ürünün üzerinde yazan koruma faktörü, o kremin güneşin zararlı ışınlarını ne kadar bloke ettiğini gösteriyor. Bu kremlerin etkilerini gösterebilmeleri için zaman da gerekli. Bu nedenle dışarı çıkmadan en az yirmi dakika önce sürülmesi şart. Yeterli bir koruma sağlaması için gerekli olan faktör cildinizin rengine ve tipine göre değişir, doktorunuz sizin için en uygun olan tercihi söyleyecektir. Koruma oranı için eklenmesi gereken bir diğer önemli ayrıntı ise kremlerin ne kadar sürülmesi gerektiği. Koruma faktörü 40 olan bir ürünü olması gerektiğinden daha ince sürdüğünüz takdirde belki de koruma faktörü çok daha az olan bir ürünü sürmüş gibi oluyorsunuz. Kabaca erişkin bir vücuda sürülmesi gereken miktar iki çorba kaşığı krem gibi düşünebilirsiniz. Yüzünüz için ise bu miktar kaşığın üçte biri kadar olabilir. Bu kremlerin kullanımı sırasında en sık yapılan hatalardan biri de sürülen kremin etkinliğinin tüm gün sürdüğüne inanmak. Maalesef durum böyle değil. Bundan dolayı birkaç saatte bir kremlerin yeniden yüze ya da vücuda sürülmesi gerekiyor. Denize veya havuza girdikten sonra da yenilenmeleri gerektiğini unutmamak gerekli. Bazı ürünlerin suya dayanıklı olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Güneşin tüm zararlı etkilerini bilmenize rağmen bir şekilde korunmayı atladıysanız evinize veya otelinize döndüğünüzde kızarmış ve hafif ödemli bir cildiniz olması elbette olası. Bu durumda artık koruyucu tedbirlerin ötesinde güneş yanıklarının hasar kontrolü ile uğraşmanız gerekli. Başlangıçta kendinizi belki daha iyi hissetseniz ve daha güzel olduğunu düşünseniz bile, cildinizin güneş yanığı ile hasar gördüğünü kabul etmeniz gerekli. Cildinizin hasar kontrolünde almanız gereken önlemlerden biri cildin nemini kaybetmemek adına onu korumanız. Bunun birinci yolu da gün içinde bol su tüketmek. Tüm önlemlere rağmen cildinizi tam koruyamadıysanız ve cildinizde güneşin hasar verici etkilerini görmeye başladıysanız duşunuzda fazla sıcak suyu tercih etmeyin, duşu kısa tutun, duş sonrasında cildinize nemlendirici sürün. Böylece yaz sıcağında nemini kaybetmiş ve kuruma eğilimi gösteren cildinize doğru bakımı yapmış olursunuz. Yoğurt gibi ürünlerle değil, doğru seçim yaptığınız nemlendiricilerle bakım yapmaya çalışın. Farklı nemlendiriciler arasında seçim yapabilirsiniz. Nemlendiricilerin bir kısmı cildin sahip olduğu bariyer fonksiyonunu koruyarak cildin nem kaybetmesini engeller Ayrıca cildin kendini yenileme sürecini destekler ve cildi rahatlatırlar. Bu yolla cilt bakımı için doğru bir hareket yapılmış olur. Ciddi güneş yanıklarında ise mutlaka bir doktor ile görüşmeniz gereklidir.
Sağlıklı günler...