Renkli Bir Hayat için Vitaminlerin Renklerini Bilin
Vitaminler, gıda olarak tükettiğimiz biyolojik materyallerde oluşan kompleks organik besin maddelerinin bir grubudur. Kimyasal yapı bakımından birbiriyle benzerlikleri bulunmamasına rağmen beraber anılmalarının en büyük nedeni dokularda vitaminlerin eksikliğinin benzer hastalıklara neden oluşudur.
Vitaminler konusu beslenme ve diyetisyenlik gibi bölümlerde başlı başına bir ders olarak tüm yıl anlatılabilecek kadar geniştir. Ama biz sadece kendi günlük yaşantımızı kolaylaştıracak, hayatı bizim için daha renkli hale getirecek olan hangi renk sebze ve meyvelerin içeriğinde ne olup neye iyi geldiğinden kısaca bahsedeceğiz.
Günümüz dünyasında çoğumuz yoğun hayat ve iş temposu içinde düzenli beslenememekteyiz. Düzenli beslenmesek de öğünlerimizde dengeli olabilmemiz için birtakım renklerden bahsedeceğim. Aşağıda bahsedeceğim çoğu besinde sadece bir vitamin değil birçok vitamin aynı anda bulunmaktadır. Burada amaç sadece akılda kalıcılığını artırmaktır.
Bu konuyu ele alabilmek için öncellikle şunu bilmek gerekir. Vitaminler 2 ana gruba ayrılır:
Suda eriyen vitaminler; B grubu vitaminler (B1,B2,B3,B5,B6,B7,B9,B12) ve C vitaminidir.
Yağda eriyen vitaminler ise A,D,E,K vitaminleridir.
Vitamin A ve A vitaminin provitamini yani vücuda girdikten sonra A vitaminine dönüşen Beta Karoten’in renklerine bakacak olursak A vitaminin açık sarı ve Beta Karoten’in koyu kırmızı renkte olduğunu ve bulundukları gıdalara da bu renkleri verdiklerini görmekteyiz.
Açık sarı renkli olan A vitamini kaynaklarına en güzel örnek tereyağı ve yumurta olacaktır. Koyu kırmızı, turuncu tonlarda aklımıza ilk gelebilecek yiyeceklerden olan pancar ve havuçta ise özellikle beta karoten bulunur.
B GRUBU VİTAMİNLER çok geniş ve kalabalık bir grup olduğundan bu grubu rengârenk bir gökkuşağına benzetebiliriz. Hayatımızın en renkli grubudur B vitaminleri.
Burada genelleme yapacak olursak, bu grubun ilk akla geleni tahıllar (hatırlamanın en kolay yolu sarı renkli buğday ve başak olabilir) ikincisi ise yeşil yapraklı sebzelerdir. Bu konuda çok kolay bir örnek vererek akılda kalıcılığı artırabiliriz. Tam buğday ekmeği güzel bir B vitamini kaynağıdır. Günümüzde diyetisyenler bile B vitamini eksikliğinin önüne geçmek için kepek ekmek yerine diyetlere tam buğday, çavdar gibi bol tahıllı ekmekleri eklemektedir. Yeşil yapraklı sebzeleri ise günümüzün en popüler yiyeceği olan salatadan hatırlayalım.
B12’yi diğer bütün B vitaminlerinden ayrı tutmak zorundayız. Onu da hatırlamanın en kolay yolu renginden ziyade hayvansal kaynaklı oluşudur. Karaciğer, et, tavuk, karides, yumurta vb. günlük beslenmemize kolayca ekleyebileceğimiz B12 kaynaklarımızdır.
B grubu vitaminler sinir sisteminin düzgün işleyişi ve bağışıklık sistemi için gereklidir. Saç ve cilt sağlığı ise iyi geldiği diğer unsurlardır. Eksikliğinde birçok sistem etkilenebileceğinden günlük hayatta asla ihmal etmememiz gereken bir besin grubudur.
C vitamini denilince herkesin aklına ilk olarak portakal ve turunçgillerin rengi olan turuncu gelir ve toplum olarak en çok aşina olunan ve bilinen vitamin C vitaminidir. Ancak bilinenin aksine, C vitamini oranı en yüksek olan yiyecekler turuncu renkli meyveler değil, yeşil renkli olan sebzelerdir. Tabi ki portakal, greyfurt ve limonda da bolca miktarda C vitamini vardır, hatta çilekte de… Ancak en çok C vitamini içeren besinler yeşil yapraklı sebzelerdir. Biber, maydanoz, brokoli, lahana bunların başlıcalarıdır.
C vitamini bağışıklık sitemini destekler. Çok güçlü bir antioksidandır. Kollajen üretiminde rol oynaması özelliğiyle cilt, kas ve eklem sağlığında önemli rol oynar. Fakat insan vücudu C vitamini üretemez. Dolayısıyla bunu ancak dışardan aldığı besinlerle ya da takviyelerle karşılamak zorundadır.
D vitamini deyince hepimizin yüzüne bir gülümseme yayıldı. Çünkü evet en büyük D vitamini kaynağımız bir besin ya da gıda değil Güneş’tir. Güneş sayesinde insan vücudu cilt altından D vitaminini kendisi üretir ve depolar. Fakat bölgesel ya da mevsimsel değişkenlikler gibi çeşitli dış faktörlerle D vitamini eksikliği görülebilir. Burada da yine hayvansal kaynaklı besinlerden balık, süt, yoğurt, yumurta gibi başlıca D vitamini kaynaklarından istifade edebiliriz. Bu grubu da sütten aklımıza gelen beyaz renk ile kodlarsak yanlış yapmış sayılmayız.
D vitamini kalsiyum ve fosfor emilimini hızlandırarak kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur.
E vitamini de bizim günlük hayatta en kolay ayırt edebileceğimiz bir besin grubunda bulunur. Kuruyemişler en iyi E vitamini kaynağıdır. Ay çekirdeği, ceviz, badem, fındık, kaju fıstığı en başta gelenleridir.
O zaman E vitamini deyince de aklımıza açık sarı gelsin. En akılda kalan örneği en çok E vitamini içeren ayçiçeği yağının rengi olsun mu?
E vitamini de güçlü bir antioksidandır. Hücre yenilenmesini sağlar ve kalp damar sağlığı ile cilt sağlığı üzerine olumlu katkıları bulunur.
K vitamini bir diğer yeşil renkli vitaminimizdir. En çok yeşil yapraklı sebzeler ıspanak, brüksel lahanası, maydanoz, marul, bamya vb. gıdalarda bulunur.
Vücudumuzdaki fonksiyonu ise hayati önem taşır. K vitamini eksikliği kanda pıhtılaşma sorunlarına yol açabilir…
Hayatımızı daha renkli hale getirebilmek, sağlıklı zinde bir yaşam sürebilmek için hayatımıza yeni bir sayfa açalım ve üstüne koyacağımız renkleri biz belirleyelim.
B vitaminlerinden bir gökkuşağı çizerek başlayalım resmimize. Kalan beyazlıklar kemiklerimiz olsun (vücudumuzun kemikleri gibi). Çizdiğimiz antioksidan yeşillerle detoks yapalım ve ruhumuzu arındıralım. Açık sarı tonlarda bir ev çizelim. Kalbimizi koyalım eve ve o evin penceresinde gökkuşağından yansıyan her bir rengi görelim. Tabi tüm bu güzellikleri ortaya çıkaran gökkuşağının oluşmasına vesile olan maviyi (suyu) de ekleyelim resmimize… Hayatımızda “su”yu asla ihmal etmeyelim.
BU YIL 365 GÜN OLSUN
HAYATIMIZ SAĞLIKLA DOLSUN
Ecz. Nur Karapınar Budak