Sağlık Okuryazarlığı Neden Önemli?
22 Ekim Günü çeşitli etkinliklerle Bayer tarafından Türkiye’de her sene kutlanmak üzere “Sağlık Okuryazarlığı Günü” olarak ilan edildi. Sağlık kavramının özellikle pandemi süreciyle birlikte öncelik sıramızda en başta olması gerektiğini tüm dünya olarak daha net anladık. Bu anlamda sağlıklı yaşam, koruyucu sağlık, sağlıklı beslenme, sağlıklı kalmak için yapmamız gerekenler konusunda analog ve dijital medya kanallarında yaşanan bilgi akışındaki yoğun artış aslında tüm dünyada sağlık okuryazarlığı kavramına bir kez daha dikkatlerin toplanmasına neden oldu.
“Sağlık Okuryazarlığı” kavramı, 1974 yılında ilk kez gündeme gelmişti. Scott Simonds sağlık okuryazarlığını bir sosyal politika aracı olarak tanımlamıştı ve süreç içerisinde bu kavram evirilerek günümüzdeki şekline geldi. Bugün özetle Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımladığı şekilde sağlık okuryazarlığı “sağlığın korunması ve sürdürülmesi için bir bireyin sağlık bilgisine ulaşma, anlama ve kullanma becerisi”dir. Bir toplumda sağlık okuryazarlığı düzeyinin artışı, o toplumun hastalık öncesi sağlıklı yaşam konusundaki bilgilenmesini artırmakta ve toplumdaki koruyucu sağlık uygulamalarının yaygınlaşmasını da sağlamaktadır. Örnek vermek gerekirse; eğitimli bir toplum, toplumsal hayat kalitesinin yükseltilmesi ve düzenlenmesi konusunda beklentileri yüksektir. Aynı şekilde sağlık okuryazarlığı düzeyi artmış bir toplumda da, o ülkenin sağlık politikalarının, sağlıklı yaşam için gerekli olan temel düzenlemelerin sağlanması konusunda talepleri artacak ve toplumun genel sağlık düzeyi yükselişe geçecektir. Türkiye’de Bayer’in IPSOS araştırma şirketi ile yapmış olduğu çalışmaya baktığımızda da sağlık okuryazarlığı kavramının ülkemizin genelinde henüz istenilen seviyede olmadığı görülmekte. Bu araştırma sonuçlarına göre araştırmaya katılan her 4 kişiden 3’ü daha önce “sağlık okuryazarlığı” kavramını duymamış. “Koruyucu sağlık” kavramını duyanların oranı ise yüzde 32.
Bu araştırmada incelenen kavramdan birisi de uyku sağlığımız konusunda ne durumda olduğumuz. Artık yazılı, görsel, dijital ve analog kitle iletişim araçları ile sağlıklı uykunun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Araştırmadan çıkan ilginç sonuçlara göre toplumumuzun yüzde 62’lik bir kısmı uyku düzenine dikkat etmekte. Bu bizler için çok önemli bir veri, çünkü düzenli uyku alışkanlığına sahip olmaya çalışan önemli bir çoğunluk var. Ancak bu bilince rağmen katılımcıların yüzde 47’si uyku kalitesini “kötü” olarak değerlendiriyor.
İşte sağlık okuryazarlığı kavramı tam da bu noktada devreye giriyor. Öncelikle insanlarımızı temel sağlık kavramları konusunda bilinçlendirmek gerekir. Bunun için insanlarımızı erişilebilir kanallar ile buluşturarak doğru kaynaktan doğru bilgi akışı sağlanmalıdır. Sağlık okuryazarlığını artırmanın en önemli araçlarından biri olan doğru bilgi akışı, kişilerin yaşam kalitesini yükseltecek uygulamaları hayata geçirme konusunda motive etmeye yardımcı olacaktır. Konuyu uyku özelinde değerlendirirsek, toplumun uyku ile ilgili temel durumunu tespit ettikten sonra koruyucu sağlık önlemleri konusunda “uyku hijyeni” kavramına toplum olarak önem vermeliyiz. Uyku hijyeninin toplum tarafından öğrenilmesi ve sonrasında sağlıklı uyku şartları için yapılması gerekenlerin günlük pratiğe alınması toplumsal sağlık düzeyini artıracaktır.
Siz sağlıklı uyku için yatmadan 6 saat önce kafein içeren kahve gibi içecekleri tüketmemeyi, her gün aynı saatte uyumaya çalışmayı, gündüz saatlerinde uzun süre uyumamayı, uykumuz gelmeden yatağa girmemeyi, akşam geç saatte yemek yememeyi ve geceleri televizyon, telefon, bilgisayar gibi mavi ışık kaynakları ile çok vakit geçirmemeyi insanlara açıkladığınızda en azından bir kişi bunların tamamına uymasa bile bu durumların sağlığı için kendisine zararlı olduğunun farkına varabilmesi ve kendisini değiştirmesi sağlık bilincinin artması açısından önemli bir adım atacaktır.
Bu küçük gözüken adımlar bile uyku sağlığı ile ilişkili pek çok hastalığın toplumda azalmasına fayda sağlayacak ve toplumsal sağlık düzeyimizi daha üst seviyelere çıkaracaktır. Sağlık okuryazarlığımızı artırmamız bu nedenle hem bizlerin hem sevdiklerimizin sağlığı için çok önemli….
Prof. Dr. Aytuğ Altundağ